Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
kötü bir şey
Significados de
"kötü bir şey"
en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Colloquial
1
Colloquial
kötü bir şey
the pill
n.
Slang
2
Slang
kötü bir şey
pill
n.
Significados de
"kötü bir şey"
con otros términos en diccionario inglés turco: 126 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Common Usage
1
Common Usage
kötü bir şey olacağını sezme
foreboding
n.
General
2
General
kötü bir şey yapma
perpetration
n.
3
General
kötü bir şey olacağını önceden hissedebilme
forebodingness
n.
4
General
kötü bir amacı gizleyen şey
visor
n.
5
General
kötü bir amacı gizleyen şey
vizor
n.
6
General
kötü bir şey olacağını sezme
foreholding
n.
7
General
kötü bir şey hakkında bilgisiz olma
blissful ignorance
n.
8
General
ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya)
entice
v.
9
General
peşini bırakmamak (kötü bir şey)
dog
v.
10
General
kol gezmek (kötü bir şey)
be about
v.
11
General
demek istemek (kötü bir şey)
insinuate
v.
12
General
hazırlamak (kötü bir şey)
brew
v.
13
General
ertelemek (kötü bir şey)
reprieve
v.
14
General
tenezzül etmek (kötü bir şey yapmaya)
sink
v.
15
General
tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya)
entice
v.
16
General
başına kötü bir şey gelmek
get in trouble
v.
17
General
başına kötü bir şey gelmek
get into hot water
v.
18
General
(kötü bir şey) geçirmek üzere olmak
be in for it
v.
19
General
(kötü bir şey) kurmak
brew
v.
20
General
kötü bir şey yaparken yakalamak
catch out
v.
21
General
(kötü bir şey için) kandırmak
inveigle
v.
22
General
başına kötü bir şey gelmek
something bad happen to
v.
23
General
kötü bir şey için ayartmak
enveigle
v.
24
General
kötü bir şey için ayartmak
inveigle
v.
25
General
kötü bir şey olmak
worth
v.
26
General
başına kötü bir şey gelmek
misfall
v.
27
General
kötü bir şey olacağını sezmek
mistrust
v.
28
General
başa gelmek (kötü bir şey)
happen to
v.
29
General
kötü bir şey olacağını sezemeyen
unforeboding
adj.
30
General
kötü bir şey hakkında bilgisiz olan
blissfully ignorant
adj.
Phrasals
31
Phrasals
kötü bir şey yaparken yakalamak
catch (someone or something) in (something)
v.
32
Phrasals
kötü bir şey yaptığını anlamak
catch (someone or something) in (something)
v.
33
Phrasals
(birinin ya da bir şeyin) başına (kötü bir şey) getirmek
wreak (something) on (someone or something)
v.
34
Phrasals
(kötü bir şey) empoze etmek
bring down
v.
35
Phrasals
(birinin) kötü/zor/travmatik bir şey yaşamasına neden olmak
put (someone) through (something)
v.
36
Phrasals
(kötü bir şey) kokmak
stink of (something)
v.
37
Phrasals
(kötü bir şey) kokmak
stink with (something)
v.
38
Phrasals
(biri) için kötü bir şey dilemek
wish (someone or something) off on (someone)
v.
39
Phrasals
(biri) için kötü bir şey dilemek
wish on (someone)
v.
40
Phrasals
için kötü bir şey dilemek
wish upon
v.
41
Phrasals
(birinin/bir şeyin) başına kötü (bir şey) gelmesine neden olmak
wreak (something) upon (someone or something)
v.
42
Phrasals
başına (kötü bir şey) getirmek
wreak on
v.
Colloquial
43
Colloquial
çok kötü bir şey
the pits
n.
44
Colloquial
hafifçe gelen kötü (bir şey) kokusu
a whiff of (something)
n.
45
Colloquial
başına kötü bir şey gelecek olmak
have had it
v.
46
Colloquial
kötü bir şey bitene kadar dayanmak
sweat it out
v.
47
Colloquial
aslında kötü bir şey olmamak
be no bad thing
v.
48
Colloquial
aslında kötü bir şey olmamak
be no bad thing (that)...
v.
49
Colloquial
kötü bir şey geçirmek üzere olmak
be in for something
v.
50
Colloquial
aslında kötü bir şey olmamak
be no bad thing...
v.
51
Colloquial
rezil/çok kötü/bombok (bir şey veya kişi)
a hell of a someone or something
adv.
52
Colloquial
rezil/çok kötü/bombok (bir şey veya kişi)
a helluva someone or something
adv.
53
Colloquial
kötü bir şey olacağı sezildiğinde kullanılan ünlem
uh-oh
interj.
54
Colloquial
berbat/çok kötü/tam bir baş belası (kişi/şey)
one heck of a (something or someone)
expr.
55
Colloquial
inşallah başına kötü bir şey gelir
bad cess to (one)
expr.
56
Colloquial
iyi bir şey mi söylüyorsun kötü bir şey mi söylüyorsun?
is that a threat or a promise?
expr.
57
Colloquial
rezil/çok kötü/bombok (bir kişi/bir şey)
hell of a (person or thing)
expr.
58
Colloquial
(biri/bir şey) için kötü
hell on (someone or something)
expr.
59
Colloquial
kötü bir şey geçirmek üzere
in for something
expr.
60
Colloquial
(biri/bir şey için) daha kötü
so much the worse (for someone or something)
expr.
Idioms
61
Idioms
her an kötü bir şey yapacakmış gibi olan kişi
fox in the henhouse
n.
62
Idioms
çok kötü (bir şey)
a deuce of a (something)
n.
63
Idioms
dışarıdan iyi görünüp iç yüzü kötü olan bir şey/biri
devil in disguise
n.
64
Idioms
kötü bir şey olacağına dair bir/o his
a sinking feeling
n.
65
Idioms
kötü bir şey olacağına dair bir/o his
that sinking feeling
n.
66
Idioms
bir şey için kötü bir örnek
an apology for something
n.
67
Idioms
bir şey için kötü bir örnek
an apology for something
n.
68
Idioms
her an kötü bir şey yapacakmış gibi olan kişi
a fox in the henhouse
n.
69
Idioms
kötü bir şey/durum
tears before bedtime
n.
70
Idioms
biri hakkında kötü bir şey bilmek
have dirt on someone
v.
71
Idioms
başına kötü/olumsuz bir şey gelmek
woe be unto somebody
v.
72
Idioms
başına kötü/olumsuz bir şey gelmek
woe betide somebody
v.
73
Idioms
birine karşı (kötü) bir şey beslemek
harbor something against someone
v.
74
Idioms
insanların unutmayacağı kötü/olumsuz bir şey yapmış olmak
never live something down
v.
75
Idioms
kendini (kötü) bir şey yaparak alçaltmak/seviyesini düşürmek
sink to (doing) something
v.
76
Idioms
kendini (kötü) bir şey yaparak alçaltmak/seviyesini düşürmek
sink to something
v.
77
Idioms
kötü bir şey yaparken yakalamak
catch on the hop
v.
78
Idioms
(kötü/olumsuz bir şey) ile yaşamayı öğrenmek
learn to live with something
v.
79
Idioms
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
heap scorn on somebody/something
v.
80
Idioms
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
pour scorn on somebody/something
v.
81
Idioms
(birine) kötü bir şey olmasını engellemek
save (one's) hide
v.
82
Idioms
birine/kendine kötü bir şey olmasını engellemek
save somebody’s (own) neck
v.
83
Idioms
birine/kendine kötü bir şey olmasını engellemek
save somebody’s (own) skin
v.
84
Idioms
birine/kendine kötü bir şey olmasını engellemek
save somebody’s (own) hide
v.
85
Idioms
(biri/bir şey) hakkında kötü düşüncelere sahip olmak
think poorly of (someone or something)
v.
86
Idioms
(kötü bir şey yapmak için) kendini küçültmek
stoop so low (as to do something)
v.
87
Idioms
(kötü bir şey yapmak için) kendini alçaltmak
stoop so low (as to do something)
v.
88
Idioms
(kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek
stoop so low (as to do something)
v.
89
Idioms
(kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak
stoop so low (as to do something)
v.
90
Idioms
(biri/bir şey) hakkında olumsuz/kötü konuşmak
put the mouth on (someone or something)
v.
91
Idioms
(birinin) kötü/ahlaksızca bir şey yapabileceğine inanmak
not put (something) past (one)
v.
92
Idioms
(birinin) kötü bir şey yapabilecekmiş gibi durduğunu düşünmek
not put (something) past (one)
v.
93
Idioms
bir şey üzerinde kötü bir etkisi olmak
put a crimp in something [us]
v.
94
Idioms
bir şey üzerinde kötü bir etkisi olmak
put a crimp on something [us]
v.
95
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
kick (one) when (one) is down
v.
96
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
kick someone when they are down
v.
97
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
kick somebody when they're down
v.
98
Idioms
biri/bir şey için işler fena/kötü gitmek
go badly with someone or something
v.
99
Idioms
işler biri/bir şey açısından kötü/fena gitmek
go badly with someone or something
v.
100
Idioms
(biri/bir şey) için kötü olmak
be bad news (for somebody/something)
v.
101
Idioms
(bir şey) hakkında kendini kötü hissetmek
feel bad about (something)
v.
102
Idioms
(biri/bir şey hakkında) kötü düşünmemek
give (someone or something) the benefit of the doubt
v.
103
Idioms
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
heap scorn on somebody/something
v.
104
Idioms
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
pour scorn on somebody/something
v.
105
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
hit (one) when (one) is down
v.
106
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
hit somebody when they're down
v.
107
Idioms
başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız (birine) kötü davranmak
kick (one) in the teeth
v.
108
Idioms
(biri/bir şey) hakkında kötü konuşmak
speak ill of (someone or something)
v.
109
Idioms
(biri/bir şey) hakkında kötü düşünmek
think ill of (someone or something)
v.
110
Idioms
(biri/bir şey) için kötü
death on (someone or something)
adj.
111
Idioms
(biri/bir şey) için kötü
death on someone/something
adj.
112
Idioms
(bir şey) kadar kötü olmayan
little better than
adv.
113
Idioms
kötü ya da yanlış bir şey yapma
up to no good
expr.
114
Idioms
yeterince çabalarsan az da/kötü de olsa ortaya bir şey çıkabilir
throw enough mud at the wall, some of it will stick
expr.
115
Idioms
(bir şey) kötü etkilememiş
none the worse (for something)
expr.
Speaking
116
Speaking
başına kötü bir şey gelmesine izin vermeyeceğim
I'm not gonna let anything bad happen to you
expr.
117
Speaking
kötü bir şey yapmıyorum
I don't do anything bad
expr.
118
Speaking
kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum
I feel like something bad is going to happen
expr.
119
Speaking
o kadar kötü bir şey değil
nothing that bad
expr.
120
Speaking
yabancı bir yerde yalnız hissetmek kadar kötü bir şey olamaz
nothing worse than feeling all alone somewhere foreign
expr.
Archaic
121
Archaic
(kötü bir şey) olmak
tide
v.
Slang
122
Slang
biri/bir şey için kötü niyetle ve kin dolu konuşma
bitchfest
n.
123
Slang
çok kötü bir şey
the pits
n.
124
Slang
(biri/bir şey) için kötü olmak
do a job on (someone or something)
v.
125
Slang
peşini bırakmamak (kötü bir şey)
dogg
v.
126
Slang
(biri) kötü şans getirecek bir şey yapmış olmalı
(one) must have killed a chinaman [dated]
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kötü bir şey
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy